17 Aralık 2012 Pazartesi

Başlangıç 12. Kısım -Tedirgin Bakışlar-

Büyük  bir kargaşanın içinde buluyordu kendini. Ortalıkta bir oraya bir buraya koşuşan çocuklar vardı. Ne olduğunu bilmediği bir korku ve heyecan kaplıyordu içini. Daha önce çok duymuştu ama hiç gitmemişti oraya. Bazen önünden geçerdi annesi ile birlikte. Yüksek duvarların ardından görünen birkaç pencere vardı ve büyük bir direğe bağlı Ay Yıldız. Koridorları çok büyüktü bu yerin. Bir şehrin sokakları gibiydi adeta. Merdivenleri dik ve soğuktu. Her koridorun başında, kırmızı kovaların içine konmuş kumlar görüyordu üzerinde beyaz harfler olan. Duvarları değişik renklerde boyanmıştı. Kiminde süsler, kiminde ise insan resimleri asılıydı ve iç organları gözüküyordu. Annesinin elini bırakmak istemiyordu Ali bu tuhaf yerde. Korkuyordu çünkü. Terlemişti küçük elleri. Tedirgin bakışlarla etrafı geziyordu. Koridorlarda herkes bir tarafa koşuyor, her kapıdan birileri fırlıyordu. Derken annesi biriyle konuşmaya başlamıştı. Dalgalı saçları olan ve annesi yaşında tatlı bir hanımdı bu. Sonra o tatlı kadın eğildi Ali’ye doğru. Yanaklarını okşadıktan sonra,
-          Merhaba Ali. Dedi.
Ali tedirgin, “Merhaba”. Dedi ve başını eğdi.
-          “Aramıza hoş geldin Ali”. Dedi gülümseyerek. “Ben
senin öğretmeninim. Adım Fatoş.” Dedi hoş bir eda ile.
Ali hayatında ilk kez bir öğretmen görüyordu. Ne diyeceğini bilemedi. Annesine döndü. Sorgular bir bakış attı. Dila, oğluna dönerek,
- “Artık senin bir öğretmenin var. Okulda seni o kollayacak. Sana güzel şeyler, okuma yazma öğretecek.” Dedi ve devam etti. “Bundan sonra seni her sabah okula bırakacağım, akşam eve dönerken de seni buradan alacağım.
Ali şöyle bir baktı annesine ve “ne yani, ben bütün gün burada mı kalacağım?” dedi.
- Dila, evet oğlum. Artık okula başlıyorsun. Bunu konuştuk seninle.
- Ali: “Olmaz öyle şey. Ben eve gideceğim. Durmam burada.”
- Fatoş: “ Aliciğim artık okul çağına geldin. Her çocuk gibi sende okula gitmelisin.”
- Dila: “Evet Ali öğretmenin doğru söylüyor.”
- Ali: “Bana ne! Sende burada kal.”
- Dila: “Olmaz öyle şey. İşe gitmem lazım benim.”
- Ali: “ Ya bana ne!”
- Dila: “Sen alışana kadar geleceğim sabahları”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder