9 Ekim 2012 Salı

Başlangıç 5. Kısım -Kış Hazırlıkları-


Soğuk batırmıştı iyice. Kış gelmiş sobalar yanmaya başlamıştı. Zengin olanlar kömür derdine düşmüyordu, apartmanlarında kalorifer vardı. Mahir zengin olmayanlardandı. O da her kış olduğu gibi bu kışta kuracaktı sobasını. Kömür almaya parası zor yetmişti. İyiden iyiye zam gelmişti her şeye. Geçen kış iki ton aldığı parayla bu sene ancak bir buçuk ton alabilmişti. Oda 15 güne gelecekti. Sıraya koymuş kömürcü onu. Şanssız adam ısınmaya bile geç başlayacaktı diğer insanlardan. Geçen kıştan kalan birkaç parça odun ve kömürle idare edecekti mecburen ama en fazla bir hafta. Hasta olmasa iyiydi.
Sobasını henüz kurmamıştı. Hafta sonunu bekliyordu. Hem bu sayede yakıttan da kar edebilirdi. Her sene olduğu gibi bu senede sobayı nereye kuracağını düşündü. Kapının hemen girişinde bacanın tam altına mı kurmalıydı, yoksa yıllardır sadece haber saatinde açılan televizyonun karşısındaki eski koltuğun olduğu yere mi? Kapının yanına kursa az boru kullanacaktı ama ısınmak zor olacaktı. Diğer tarafa kursa, bu seferde çok boru gidecek masraf olacaktı. Ama sonunda karar verdi. Eski koltuğu oradan kaldıracak yerine sobayı kuracaktı. Ama önce elindeki borulara bakmalı yetip yetmediğini kontrol etmeliydi. Deposundan geçen seneden çuvala koyduğu, içi kurum dolmuş kahverengi boruları çıkarttı. Her birini elindeki maşayla kenarlarına vurarak temizledi. Temizlerken içinden simsiyah toz ve geçen yılın hatıraları çıkıyordu. Bir kışı da Nermin ve Melek’in den ayrı geçirmişti. Bir kışta ondan bir şeyler götürmüş gitmişti çünkü.



Boruları temizledikten sonra sağlam olanları ayırdı. Elinde topu topu dört boru kalmıştı. Biri dirsek, diğerleri ara borulardı. Bir tane dirsek ve iki ara boruya daha ihtiyacı vardı. Boruları aldıktan sonra soba kurma faslına geçmeliydi. Anlaşılan bu cumartesi bütün gün soba işiyle uğraşacaktı. İlk önce eski yeşil koltuğu yerinden aldı. Onu uygun bir yere koyduktan sonra sobayı koltuğun yerine koydu, duvara ve bacaya göre ayarladıktan sonra ilk boruyu sobanın baca deliğine yerleştirdi. İkinci boruyu da taktıktan sonra sıra dirseği takmaya gelmişti. Bir çırpıda mutfaktan sandalyeyi aldı. Sobanın yanına yerleştirdi. Eline dirseği aldı, sandalyeye çıktı dirseği borunun ek yerine sıkıca monte ettikten sonra diğer boruları da bir bir sıraladı. Yukarıda önceki senelerden kalan, tavana çakılmış çivilere tel bağlayıp, o tellerle boruların havada daha emniyetli durmasını sağladı. Köşede son bir dirsek yeri daha kalmıştı. Onu da taktı mı işi bitecekti Mahirin. Bir kışı da bu vesileyle karşılamış olacaktı. Yine yalnız, yine hüzünlü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder